Modernitenin “akıl çağı” olarak övündüğü yerde, aklın toplumsal bir yaşam formuna — bir teknosisteme — dönüştüğünü çoğu kez gözden kaçırırız. Bugün metro hatlarını, kredi algoritmalarını, pandemi uygulamalarını aynı mantıkta buluşturan görünmez örgü, yalnızca teknolojik değildir. Pazar, bürokrasi ve bilim disiplinlerinin ördüğü birleşik bir rasyonalite katmanıdır. Aşağıdaki satırlar, bu teknosistemin tarihini ve ontolojisini anlatırken, okuru hem […]